Apse: Bölgesel şiddetli bir enfeksiyonun bir kapsül ile çevrelendiği cerahat (pü) birikimi şeklini almasıdır.
Nekroz: Dokunun kanlanmasının kaybı ve çoğu zaman hacminin azalması (erimesi).
Travma: Vücuda olağandışı mekanik kuvvet uygulanmasıdır. İskelet sisteminde kırık ve çıkığa, yumuşak dokuda ise yaralanmaya neden olabilir. Yumuşak doku hasarına kontüzyon adı verilir.
Patolojik kalsifikasyon: Hasarlı dokuda kalsiyum birikmesine verilen isimdir.
Atrofi: Madde kaybı ile hücre boyutunun küçülmesidir.
Hipertrofi: Hücre boyutunda artışı ifade eder, organ boyutu da artar.
Hiperplazi: Organ ya da dokudaki hücre sayısındaki artıştır. Sıklıkla hipertrofi ile birliktedir ve organ boyutlarının büyümesine yol açar.
Ödem: Hücreler arası alanda sıvı artımını tanımlar. Genellikle şişlik şeklinde ortaya çıkar. Vücut boşluklarında sıvı birikimlerine ise yerine göre hidrotoraks (plevral boşlukta sıvı birikimi), asit (periton boşluğunda sıvı birikimi) isimleri verilir.
Hiperemi ve Konjesyon: Dokudaki yerel kan miktarındaki artışı tanımlayan terimlerdir. Dokunun oksijenlenmesi kan birikimine bağlı olarak artmıştır ve daha kırmızı görünümdedir.
Kanama: Kan damarlarındaki yırtılma nedeniyle kanın damar dışına çıkmasıdır. Kanın doku içindeki birikimine hematom denir.
Trombüs: Kan damarları içerisinde pıhtı oluşumuna trombüs adı verilir. Venöz tromboz ya da filebotromboz venler içerisindeki pıhtıdır. % 90 olguda bacak venlerindedir. Koparak akciğer (pulmoner) embolisi oluşturma riski yüksektir.
Neoplazi: Anormal hücre çoğalması ile ortaya çıkan kitlelerdir. Benign (iyi huylu) ya da Malign (kötü huylu) olabilir. Kanser, malign neoplazmlara verilen genel isimdir.
Karsinoma: Epitel hücrelerden çıkan kanserlere verilen isimdir. Örneğin midenin ya da kolonun (kalın bağırsak) iç yüzeylerini kaplayan hücrelerden çıkan tümörlere adenokarsinom adı verilir.
Kemik, kıkırdak, bağ dokusu ve damarlar gibi dokulardan çıkan kanserlere ise sarkom adı verilir (osteosarkom, kondrosarkom, fibrosarkom gibi).
Kemoterapi; kanser tedavisinin ilaçla yapılmasıdır. Radyoterapi; iyonizan Işın ile tedavidir.
Küratif tedavi; hastanın tamamen iyileşmesidir. Palyatif tedavi ise; küratif tedavi imkanı olmayan hastalarda ağrı ve sarılık gibi rahatsızlık veren bulguların ortadan kaldırıldığı geçici tedavilerdir.
Prognoz: Hastalığın seyrinin ve sonucunun belirlenmesini ifade eden terimdir.
Rezidü: Tedavi sonucunda tümör dokusunun tümüyle yok edilemediği durumlarda, kalan tümör dokusuna rezidü adı verilir. Tümör dokusu tümüyle yok edildikten bir süre sonra tekrar ortaya çıkmasına ise rekürrens denir.
RADYOLOJİK PATOLOJİ İLE İLGİLİ TERİMLER
Akut: Bir hastalığın ani şekilde başlaması ve hızla gelişmesi.
Kronik: Hastalığın yavaş gelişmesi ve uzun sürmesi.
Semptom: Hastalıkların hasta tarafından tanımlanan işaretlerine denir. Hastanın hastalığı algılama ifadesidir. Yakınma şeklinde hekime anlatılır ve sübjektiftir. Örneğin baş ağrısı bir semptomdur.
Bulgu ise hastanın Hekim tarafından muayenesi ile saptanan anormalliklerdir. Karında ele gelen kitle, ateş, deri döküntüsü bulgu örnekleridir.
Etyoloji: Hastalıkların nedenlerinin bilgisine denir. Bakteriler, virüsler gibi nedenler enfeksiyonların etyolojik nedenleridir. Travma, travmatik hastalıkların etyolojik nedenidir. Nedeni bilinmeyen hastalıklar genellikle idiyopatik olarak isimlendirilir.
Lezyon: Tanısal radyolojik yöntemler ile görüntülenebilen değişiklikleri ifade eder. Lezyonların çoğu tümör yada apse gibi kitle şeklindedir. Bunlara kitle lezyonları ya da yer kaplayan lezyonlar adı verilir. Bazı lezyonlar ise yer kaybettiren özelliktedir. Beyinde damarların tıkanmasına bağlı doku ölümü İnfarkt ortaya çıkar, yer kaybına bağlı olarak komşuluğundaki alanlar genişler.
Lezyon Karakterleri: Radyolojide saptanan lezyonlara tanı koyabilmek için bunların; * Şekil (küre, oval, kama şeklinde), * Kenar (dar/geniş, düzgün/düzensiz, seçilebiliyor/seçilemiyor), * İç yapı (her tarafta aynı (homojen), yer yer farklı tonda alanlar (heterojen), * Kalsifikasyon (var/yok) ve * Çevre ödemi (var/yok) özellikleri değerlendirilir.
Radyolojik bir lezyonun çevre yapılardan daha iyi ayrılabilmesi için çoğu zaman kontrast madde kullanılır. Lezyonların kanlanması çevreden fazla ise daha fazla kontrast tutar ve boyanır. Damardan fakir lezyonlarda da çevre daha iyi boyanarak lezyonlar daha belirgin hale getirilir. Ayrıca lezyonların kontrast maddeyi tutuş özellikleri de tanıya yardımcıdır.