Doğuştan Kalça Çıkığı

Doğuştan kalça çıkığı ; gelişimsel kalça yetersizliği, gelişimsel kalça çıkığı, doğumsal kalça çıkığı gibi farklı adlarda da kullanılmaktadır. İnsan vücudunda bulunan kalçanın anatomik yapısı ve işleyişi doğuştan ya da bazı faktörlerden kaynaklı olarak meydana gelen bozukluklar kalça çıkığı olarak adlandırılır. Çocuklarda sık görülen erken anlaşılıp tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklara yol açan bir sağlık sorunudur.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Tedavisi[/bt_highlight]

Bebek eğer yeni doğmuşsa bazı kalçalardaki çıkıklar 2-3 hafta içinde kendiliğinden iyileşerek düzelir. 3 hafta sonraki kontrol muayenesinde eğer düzelme görülmediyse doktorun öngördüğü şekilde hemen tedaviye başlanır.

Erken dönemde teşhis edilen vakalarda tedavi ameliyatsız yapılır. İlk altı ayda sadece atel (bir parçadaki hareketi korumak, sabitlemek veya kısıtlamak için kullanılan sert veya esnek malzeme) ve basit bazı önlemlerle kalça çıkığının tedavisi mümkün olabilmektedir. 6 aydan büyük bebeklerde ise genel anestezi altında cerrahi işlemle çıkık femur başı (uyluk kemiği) yerine yerleştirilmesi gerekir. Sonrasında da alçı uygulaması yapılır. Tedaviden sonra hasta takibe alınır ve olası bir olumsuz durumda müdahale edilir. Tedavi ilk 6 ayda yapılırsa tamamen iyileşme oranı %100’e yakındır.

Kundak uygulamasının kalkması ile bebeklerin doğuştan kalça çıkığı  yönelik ilk adım atılabilir. Bebeklerdeki standart tedavi yöntemi pavlik bandajı’dır. Bu işlevsel bir tedavidir. İlk altı ayda yapılan yöntemin sonucunda Pavlik bandı ya da Pavlik bandajı olarak bilinen yöntem, ya da Frejka yastığı uygulanır. Bu bandajlar çocuğu rahatsız etmeyecek şekilde tasarlanmıştır. İyileştirme amacıyla kullanılan bu bandajlar sayesinde bebeklerin bacakları birbirinden ayrılır ve karnına doğru çekmesi sağlanır. Böylece kalça kemiğindeki topun yerleşmesi amaçlanmış olur.

Üç aylık ve daha küçük bebeklerde en az 3 ay; 4 ay üzerinde yaşın iki katı kadar süre pavlik bandaj kullanılır. Pavlik bandaj, ilk 7 hafta içerisinde kullanılırsa başarı oranı yüzde yüze yakındır. Tedavi başarısı 6-9 aydan sonraki uygulamalarda düşmeye başlamaktadır.

Gece gündüz olmak üzere doğuştan kalça çıkığı tedavisi için kullanılan bu bandajlar ortalama olarak 2-3 ay boyunca kullanılır. Eğer bu tedavinin işe yaramadığı düşünülürse doktor, bebeği alçı tedavisine başlatabilir ya da bebeklerin bacakların askıya alması tedavisi deneyebilir.

Mental bir parça bulundurmayan pavlik bandaj, hafif çıkıklarda ve ilk aylarda kullanılan bir tedavi yöntemidir. Çıplak vücut üzerine bandajın takılmaması gerekir. Bandaj malzemeleri zamanla yumuşasa bile kayışları ciltle temas etmemelidir. Bu nedenle yaz mevsimlerinde uyluk yarısına kadar çorap giydirilmelidir. Doktor onayı ile birlikte bandaj gece-gündüz olmak üzere 24 saat takılmalıdır.

Pavlik bandaj uygulaması sonlandırıldıktan sonraki gözlem, 3-4 ay sonra direk grafi çekerek , bir yaşında ve iskelet gelişimini tamamlayıncaya kadar da her yıl kontrol muayenesi şeklindedir.

Doğuştan Kalça çıkığı 6 aylıktan sonra teşhis edildiyse veya atel uygulaması işe yaramdıysa genel anestezi altında eklemin uygun konuma getirilmesi gerekebilir. Bu işlem redüksiyon olarak adlandırılır ve femur topunun tekrar kalçaya yerleştirilmesini içerir. Redüksiyon işleminden sonra alçı uygulaması yapılır. Alçının işlemden sonra en az 6 hafta kalması gerekmektedir. Bu incelemeden sonra, kalçanın tamamen sabitlenip yerine oturması için en az 6 hafta daha eklemin alçıda kalmasına ihtiyaç duyulur.

Altı aylıktan sonraki dönemlerde genel anestezi altında, kalça yerine oturtulup alçı uygulanması, 18 aydan daha büyük çocuklarda ise; kemik ameliyatları gerekebilmektedir. Yaş ilerledikçe çıkık ağırlaşacağı için operasyonların büyüklüğü de artar. Altı yaşına kadar nadiren de olsa başarılı ameliyatlar yapılmasına rağmen, 10 yaşından büyük çocuklarda yapılacak cerrahi uygulamaları genellikle olumlu sonuç vermemektedir. Bu gibi durumlarda kalça eklemi dondurulması ya da kalça protezi ameliyatları uygulanır.

Kalça çıkıklığından ötürü bacak boyunda uzama veya kısalma görülmesinin ardından öncelikli hastaya eşit olmayan ayaklarının aynı boya gelmesi için bir ayağın ötekinden daha büyük olan olan bir ortopedik ayakkabı kullanması gerekecektir.

Kalça çığında diğer bir tedavi yöntemi de bacak boyunda meydana gelen kısalığın önüne geçebilmek için cerrahi yöntem uygulanacaktır. Kalça çıkıklığında son tedavi yöntemi de hastaya eklem protezi cerrahisi uygulanacaktır. Yerinden çıkan ve hastanın çeşitli şikayetler yaşamasına neden olan kalça kemiğini yeniden yerine koyup büyük sıkıntılar yaşatan ağrının ortadan kaldırılması ve bununla birlikte bacakların boyunu eşit hale getirmek amaçlanmaktadır.

Ülkemizde sıkça uygulanan kundak uygulaması doğuştan kalça çıkığı için çok büyük bir risk faktörüdür. Kültürel olarak önemli bir durum olan bu uygulama oldukça büyük bir sorundur. Önemli bir sorun olan kundak uygulaması yönünden aileler bilgilendirilmeli, bu uygulamanın zararları konusunda eğitilmelidir. Sonuç olarak doğuştan kalça çıkığında erken tanı çok önemlidir. Bu konuda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlarına, aile hekimlerine, ebelere ve annelere çok büyük görevler düşmektedir. Ülkemiz için sorun oluşturmaya devam eden kundak uygulaması konusunda halkımız eğitilmeli, önlenebilir bir durum olan doğuştan kalça çıkığı için riskli yenidoğan bebeklerin taranması çok önemlidir.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Nedir ?[/bt_highlight]

Ortopedi ( orthos ve paedia sözcüklerinin birleşiminden oluşmuş düzgün (orthos) çocuk (paedia) anlamına gelir. Temel olarak kas iskelet sistemini ve onun sorunlarını inceleyen, gövdenin devinim dizgesinin morfolojisini ve işlevini değiştiren doğumsal, sonradan edinilmiş ya da travma sonucu oluşan lezyonları incelemeye, önlemeye ve tedavi etmeye yönelik tıp uzmanlık dalıdır.) cerrahlarının en ciddi hastalıklarından biri olan doğuştan kalça çıkığı , kalça eklemindeki femur başı (femur veya uyluk kemiği, memelilerin vücutlarındaki en uzun, en hacimli ve en uzun kemiktir. Kalçanın ve dizin bir bölümünü oluşturur.) uyumunun değişik derecelerde bozulmasıdır.

Bebek anne karnında gelişirken bazı problemler kalça çıkığına neden olabilir. Doğuştan Kalça çıkığı, kızlarda, ilk bebeklerde, makat gelişiyle doğan bebeklerde ve ailede kalça çıkığı olanlarda daha sık görülmektedir. Genellikle kalça tek taraflı olarak etkilenmektedir. Hiçbir bir belirti göstermeyebilir. Bebeğin bir bacağı daha kısa görünebilir, uyluktaki cilt kıvrımları asimetrik olabilir. Bebek bacaklarını rahatça yana açamayabilir. Bebeklikte anlaşılmamış vakalarda, yürümeye başladığında yalpalanma, topallama, parmak ucuyla yürüme görülebilir. Sağlam doğan bebek izleniminde ise doktor kalça kontrollerini yapacak, şüphelenirse kalça grafisi veya ultrason ile kesin tanıyı koyacaktır.

Tanıyı koyduktan sonra bir ortopedi doktoruna yönlendirilir. Özel bazı cihazlar veya alçılar yardımıyla kalça eklemi istenen pozisyona getirilecek ve normal gelişim sağlanacaktır. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, sonuç o kadar iyi ve tedavi de bir o kadar kolay olacaktır. Geç kalınmış durum ya da vakalarda ameliyat gerekli olacaktır. Bebekte tam gelişmemiş bir kalça eklemi mevcutsa, kalça çıkığını önlemek için bebeği sıkıca sarıp kundaklamaktan hareketini kısıtlayacak sıkı kıyafetler giydirmekten, küçük bez kullanmaktan kaçınmak gerekir. Doğuştan kalça çıkığı daha çok kız çocuklarında gözlemlenir. Bazı bölgelerde daha sık görülür. Türkiye’de özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde sık rastlanır. Ortalama olarak her 250-300 doğumda görülmektedir.

Doğuştan kalça çıkığı iki şekilde belirlenmiştir :

1.Teratojenik kalça çıkığı : Kalça çıkığının genellikle kromozomlara bağlı anormallikler ve nöromusküler hastalıklarla birlikte olan ayrı bir şeklidir. Kalça doğumda çıkıktır ve muayene ile yerine konamaz. Daha şiddetli bir halidir. Tedavisi pek mümkün değildir. Acısı çok yüksektir. Görülme sıklığı 1000 doğumda 1.0 ile 1.5 olgu arasında değişmektedir.

2.Tipik kalça çıkığı : Doğum sırasında veya hemen sonrasında görülür. En sık görülen kalça çıkığıdır. %95-98 oranında görülmektedir. Prognozu (bir hastalığın seyri hakkında tahmini ve iyileşme şansı olup olmadığı anlamında kullanılan tıbbi bir terimdir.) iyidir. Tipik çıkıklar üç ayrı grupta incelenir:

1.Dislokasyon (tam çıkık): Femur başı tamamen asetabulumun (yuvanın) dışındadır.

2.Sublukasyon (Yarı çıkık kalça): Uyluk kemiği başının eklem ( iki kemiği vücut bölümlerinin hareket edebilmesini sağlamak için birleştiği kısıma verildiği ad.) içinde yukarı, dışa doğru kaymış, ama tam olarak çıkmamış halidir. Eklem yüzleri arasında tam olmayan sınırlı bir temas vardır.

3.Disloke (bir organın ya da organın bir bölümünün bulunması gereken yerin dışında olmasıyla ortaya çıkan bütün patolojik koşulları belirleyen terim) edilebilir kalça: Femur başı yuvanın içindedir fakat Barlow testi (kalçayı çıkarmak ile ilgili bir test) ile çıkarılabilir.

Hastalık dinamik bir gelişim göstermekte ve çocuk büyürken çeşitli etkenlerle beraber kendiliğinden düzelebilmekte ya da daha az olasılıkla kötüleşebilmektedir. Gerek (asetabulumun) yuvanın, gerekse femurun(uyluk) düzgün gelişmesi için femurbaşının, (asetabulum) yuva içinde yerleşik olması gereklidir. Doğuştan kalça çıkında femurbaşı ve asetabulum (yuva) arasındaki ilişki bozulmuş ya da ortadan kalkmıştır ve bu yüzden asetabulum (yuva) ve proksimal femurdaki bozuk yapısal oluşum tedavi geciktikçe daha da kötüleşir.

Ortopedi yazılı kaynaklarının belli başlıklarında ortalama 1000 canlı doğumda 1 oranında görüldüğü bildirilen doğuştan kalça çıkığı , Türkiyede’ki görülme sıklığının 1000 canlı doğumda yaklaşık 5 ile 15 arasında olduğu öngörülmektedir. Bu da ülkemizde her yıl tedavi edilmediği takdirde sakat kalma olasılığı yaklaşık 14-18 bin yenidoğan ile karşılaşıldığı anlamına gelmektedir. Doğuştan kalça çıkığı yaklaşık 4 ile 8 kat daha fazla görülmektedir. Sol kalçanın sağ kalçaya göre daha fazla etkilendiği bilinmektedir.

Doğuştan kalça çıkığının olmasında birden fazla etken rol oynar ; mekanik yapısal faktörler (bağ doku gevşekliği), genetik (ırk özellikleri ve cinsiyet) ve mekanik çevresel faktörler (makat doğum, ilk doğum, doğum sonrası pozisyon) önemlidir.

Pozitif aile öyküsü olan yani daha önce kalça çıkıklığı görülen ailelerde, doğum öncesi makadi duruş ya da makadi doğum öyküsü olan ve kundak uygulanan bebeklerde doğuştan kalça çıkığı daha sık gözlemlenmektedir. Bunun yanında beyaz ırkta ilk doğan kız çocukları da fazla risk altındadırlar.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Ameliyatı[/bt_highlight]

Yürüme çağında tanı konulan hastalar hekime genellikle aileleri tarafından bacakta kısalık ve aksamanın fark edilmesi sonucu getirilirler. Geç başvurunun nedenlerinin ailenin sosyal ve ekonomik açıdan, eğitim bakımından yetersizliği yanında, daha önce gidilen aile hekimin ve pediatri (çocuk hastalıklarıyla ilgili hekim dalı.) hekimlerinin doğuştan kalça çıkığının önemi hakkında yetersiz bilgiye sahip olmaları olduğu da düşünülmektedir.

Doğuştan kalça çıkığı tedavisinde amaç, mümkün olan en kısa zamanda redüksiyonu (yerinden oynamış ya da çıkmış bir kırığın ya da çıkmış bir eklemin normal olarak anatomik yerine oturtulmasıdır.) sağlamak ve proksimal femur ve yuvanın gelişimine uygun ortamı oluşturmaktır. Doğuştan kalça çıkığı tanısı ne kadar geç konulursa, yuva ve uyluğun oturması da o kadar zorlaşır ; dejeneratif (eklem hastalığı olan osteoartrit halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir.) eklem hastalığı gelişme riski de artar.

On sekiz ay sonrasında eklem kapsülü üste doğru uzadığı için genellikle ön tarafı açık redüksiyon yapılır ve kapsül redüksiyon sonrasında uygun gerginlikte daraltılır.

6 aydan sonra konservatif yöntemlerle (tıpta takip etmek ya da ilaç tedavisi yapmak anlamında kullanılır. Cerrahi tedavinin zıddıdır.) tedavi başarı şansı daha düşük olduğu için çocuğun tedavisi sıklıkla hastanede yatarak ve ameliyathanede yapılır. 7-18 ay arasında birincil olarak ya da ilk 6 ayda konservatif yöntemlerin başarısız olduğu kalçalarda kapalı ya da açık redüksiyon (kırılmış bir kemik ya da çıkmış bir eklemin cerrahi olarak orijinal durumuna getirilmesi) yapılır. Kalçanın kapalı redüksiyonu ve sonrasında redüksiyonun korunması için alçı uygulaması genel anestezi altında yapılır.

Redüksiyonun niteliği ve genel anestezi (genellikle cerrahi müdahalelerden önce uygulanan, bedenin tümünü ya da belirli bir bölümünün ağrıya duyarsız hale gelmesini sağlayan işleme verilen addır. Vücudun sadece belirli bir bölgesini uyuşturan anestezi türüne ise lokal anestezidir) altında yapılır. Redüksiyonun niteliği ve engel olabilecek yumuşak doku yapıları ekleme kontrast madde verilerek artrografi (eklem içi yapıların ayrıntılı görüntülenmesini sağlayan tanı yöntemidir.) ile saptanır. Açık redüksiyon, öncelikle başarısız kapalı redüksiyon sonrası yapılır. Açık redüksiyonda, femurbaşının asetabulum (yuva) içine girmesine engel olan eklem dışı ve eklem içi yumuşak doku engelleri cerrahi olarak ortadan kaldırılır.

Avasküler nekroz (AVN) (kemiği besleyen kan damarlarında kan akımının azalması ve duraklaması sonucu, beslenemeyen bölgedeki canlı dokunun ölmesidir.), tedavisi sonrası uzun dönemde sorunlara yol açan en önemli komplikasyondur ( tıbbi anlamda komplikasyon terimi, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir. Komplikasyonlar bir hastalığın gidişatını kötü yönde etkiler.) ve uzun dönemde dejeneratif (eklem hastalığı olan osteoartrit halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir.

50 yaş üzeindeki kişilerde en sık görülen eklem hastalığıdır. Osteoartrit vücuttaki herhangi bir eklemi etkileyebilir. En sık etkilediği eklemler eller, kalça, diz ve omurgadır.) eklem hastalığına yol açar. Avasküler nekroz tümüyle tedaviye bağlı bir komplikasyondur ve önlenebilir. Doğuştan kalça çıkığı önlenebilir bir sakatlık nedenidir. Gerek toplumun kalça çıkıklığı konusunda eğitimi gerekse özellikle yenidoğan döneminde erken tanı ve doğru tedavinin sağlanmasından başarının sağlanmasında büyük rol oynamaktadır.

Pavlik bandajı başarılı bir tedavi şekli olmakla birlikte komplikasyonları da vardır. Bunlar arasında avasküler nekroz (%0-15), redüksiyonda başarısızlık, kalçanın aşağı doğru çıkığı, femoral sinir felci sayılabilir. Bandaj uygulamalarının başarısız olması durumunda (traksiyonla evde veya hastanede üç hafta takip edilen bebeğin femurbaşı asetabulum altına inince yavaş abdüksiyon (bir ekstremitenin frontal düzlemde orta hattan uzaklaşmasına denir.) ve iç rotasyonla( baş ve boynun sağa ve sola çevrilme hareketinesağ ve sola rotasyon denir) kalçalar redükte edilir ve alçılanır) uygulanır.

Ayrıca genel anestezi altında kapalı redüksiyon uygulanır. Pelvidal alçı (MPSli hastalarda kalça cerrahisi sonrası sık olarak kullanılır. Genellikle önemli ölçüde efor ve planlama gerektirir. Neyseki sadece ameliyat sonrası 6-12 hafta kullanılmaktadır. Doktora, bu uygulamanın çocuğun emeklemesini, dönmesini, oturmasını, yürümesini ne kadar kısıtlayacağı sorulmalıdır.) nadiren de açık redüksiyon uygulanır.

6 ay -2 yaş arasında, tedavide kapalı cerrahi redüksiyon tercih edilir. Eğer redüksiyon zamanında önemli bir instabilite (DNA yanlış eşleşme tamiri eksikliği ve genemonik kararsızlık, birbirleri ile yakın ilişkili ve kimi zaman birbirlerinin yerine kullanılan terimlerdir) varsa, açık redüksiyon olabilir. 2 yaş ve üzeinde tedavi başarısı sınırlıdır.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Belirtileri[/bt_highlight]

Doğuştan kalça çıkıklığı belirtileri genellikle doktor muayesi sırasında oldukça kolay bir şekilde fark edilebilir. Bunun için beklerde doktor muayeneleri çok önemlidir. Yenidoğan bebeklerin mutlaka ultrason ile kontrol edilmesi gerekmektedir. Yenidoğan bebekler anne karnında dizleri bükük bir şekilde durdukları için yeni doğduklarında da bir süre öyle durmaya devam ederler. Ancak yenidoğan bebeklerin bacaklarını rahatça düz bir pozisyonda tutmaları doktorların doğuştan kalça çıkıklığı teşhisini koymalarını kolaylaştırmaktadır.

Bebeklerin anne karnındaki pozisyonlarından dolayı bükük duran bacaklarını dik tutup düzeltmeye çalışmamak gerekir. Aksi takdirde bebekteki anatomik kalça yapısını bozabilir kalça çıkıklığına sebebiyet verebiliriz. Bebeklerdeki iki bacak arasındaki farklılık , bacaklarının esneklik durumunun birbirinden farklı şekilde olması ya da birinin diğer bacağa göre yeterince esnek olmayışı , hareket etmekte zorlanma ya da yeterince hareket edememe gibi durumlarda doktorun teşhisini koymasına yardımcı olur. Yürümeye başlayan bebeklerde de sendeleme kalça çıkıklığı belirtilerinden sayılmaktadır.

Doğuştan kalça çıkığı belirtileri ilk altı ay içerisinde fark edilmesi oldukça zordur ancak fark edildiği zaman neredeyse %100 iyileşme ihtimali gösterir. Bu yüzden de doktor muayeneleri ihmal edilmemelidir. Kalça çıkığı, kalça ultrasonografisi tanısı ile netleşmektedir.

Yenidoğan bebek 3,5 kilonun üstünde dünyaya gelirse ya da çoklu gebelik de söz konusu ise kalça çıkıklığı tanısı bebeğe konabilir.

Gebelik hesaplama yapmak için tıklayınız : https://gebelikhamilelikhesaplama.com/

Doğuştan kalça çıkıkları özellikle yeni doğan bebeklerde ve çıkık derecesi ağır olmayan küçük çocuklarda yürüyene kadar hiç belirti olmayabilir. Bu gibi durumlarda çıkık, çocuk doktorlarının normal muayeneleri sırasında fark edilebilir.

Bebeklerde boyunda eğrilik olması, ayaklarda şekil bozuklukları olması, omurgada eğrilik gibi hastalıklar varsa, kalça çıkığı görülmesi riski daha fazladır. Ayrıca bebeklerde kalp ve damar hastalığı, idrar yolları hastalıkları ve mide bağırsak hastalıkları da varsa, kalça çıkıklığı riski yüksektir. Yenidoğan döneminde (özellikle ilk 2 ayda) kalçadan hareket ile ses gelmesi, aşırı hareket ile kalçada gevşeklik hissedilmesi önemlidir. Kalça çıkığının tespit etmenin en erken ve en doğru yolu yenidoğan döneminde bebeğe kalça ultrasonografisi yapmaktır.

Ultrasonografi anneye gebelik sırasında bir çok kez yapılmaktadır. Ancak gebelik sırasında yapılan ultrasonografilerde bebeğin kalçasının muayenesi yapılmamaktadır. Bu nedenle he şey normal olan bir gebelikte doğumdan sonra bebekte kalça çıkığı saptanabilmektedir. Yenidoğan döneminde el ile muayenede %10 oranında hatalı sonuç çıktığı yapılan çalışmalarda görülmüştür. Bu nedenle yenidoğan döneminde mutlaka kalça ultrasonografisi artık doğru sonuç vermesi azaldığından, kalça röntgeni çekilmektedir.

Kızlarda doğuştan kalça çıkıklığı erkeklere oranla altı kat daha fazla görülmektedir. Kalça çıkıklığı tam olarak bilinmese de uzmanların tahminleri yönünde hormonal, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı görülmektedir. Doğuştan kalça çıkıklığı anne karnında gelişebileceği gibi doğum sonrasında anne ve babaların yaptığı yanlış davranışlar sonucunda da gelişebilir.

Leğen kemiğindeki aksamasından kaynaklı olarak normal pozisyonunu koruyamaması ya da normal pozisyonunun dışına çıkması sonucu kalça kemiğinin yuvadan çıkmasıyla kalça çıkıklığı meydana gelmektedir.

Doğduktan sonra kundak uygulamasının kullanımı ile ailenin sağlam kalçaları olan bir bebeğe yapabilecekleri en büyük kötülüktür. Sağlam ve yuvasında olan kalçalar kundak uygulaması ile yerinden çıkabilmektedir.

Doğuştan kalça çıkıklığı belirtilerini şöyle sıralayabiliriz,

  •  İki bacak arasında uzunluk farkı olması,
  •  Kalça eklemi hareketlerinde sınırlılık, örneğin bacağın dışa doğru açılmaması,
  •  Kalça bacaklardaki deri katlantılarının sayı ve şeklinde asimetri,
  •  Oturma, emekleme, yürüme gibi fonksiyonları yeterince gerçekleştirememe ya da gerçekleştirirken zorlanma,
  •  Yürüyen bebeklerde aksama,
  •  Kalça eklemi hareket ettirildiğinde tıklama sesi duyulması,
  •  Bacaklarda uzunluk farkı,
  •  Bacaklardaki kıvrımların farklı olması,
  •  Bacaklardan birinin diğerine göre daha az hareketli ve daha az esnek olması ,
  •  Bebeğin altını değiştirirken kalçalardan birinin veya ikisinin yeterince açılmaması,
  •  Yürüme başlangıcında sendeleyerek yürüme,
  •  İki taraflı çıkıklarda ördek gibi yürüme,
  •  Yaşıtlarına göre geç yürüme,
  •  Bacaklar arasındaki genişlik normalden daha fazla görünebilir

Şeklinde sıralanabilir.

  •  Tedavi edilmeyen kalça çıkıklığı, kalça ekleminde kalıcı bozukluluğuna bağlı çeşitli şikayetlere neden olur. Bu şikayetlerden bazıları;
  •  Topallayarak yürüme,
  •  Kalçada genç yaşlarda başlayan ağrı,
  •  Eklemde aşınmaya bağlı erken dönemde osteoartrit gelişimi,
  •  Eklem hareketlerinde kalıcı kısıtlılık olarak sıralanabilir.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Ameliyatı Olanlar[/bt_highlight]

Doğuştan kalça çıkığı ameliyatı olanlar yaşamlarını eskisi gibi normal ve sağlıklı bir şekilde sürdürebilirler. Ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle hastanın günlük hayatında yapabildikleri değişip yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir. Bunun için protez uygulaması ilerleyen yaşlarda yapılması gerekir.

Kalça protezi, kalça eklemi iyice kötüye gitmiş hastalarda, işlevini kaybetmiş eklemin yapay bir eklemle değiştirilmesi ameliyatıdır. Hastaların iyileşme süresi hastadan hastaya değişkenlik göstermektedir. Bu hastaların tedavisi sonrasında ya da hiç tedavi edilemeyen vakalarda kalça ekleminde ilerleyen yaşlarda kireçlenme (koksartroz) gelişebilmektedir.

Hastaların yaşam kalitesini arttırmak amacıyla yapılan bu ameliyatların zaman kaybedilmeden ve hastaların yaşı ilerlemeden yapılması gerekir. Çünkü yaş ilerledikçe kemiklerin kaynaşması zorlaşır ve iyileşme süresi de uzar.

Doğuştan kalça çıkığı ameliyatı olanlar genellikle zorlu ama başarılı bir ameliyat geçirirler. Belirli bir süre hastanede yattıktan sonra doktorların gözlemi sonucunda iyileşmeye başladığında taburcu edilirler.

Kalça protezi ameliyatı sonrasında kalça ekleminin tümüyle değişmesinden sonra hastalar daha kolay hareket edebilir. Hastalarda ağrılar genellikle kesilir ya da iyice azalmaya başlar. Ameliyat ağrıları da birkaç hafta sonra kesilmeye başlar. Hastalarda kalça ağrısı olmadığından dolayı bacaklarını daha rahat kullanmaya başlarlar ve böylece kasları da daha fazla güçlenmiş olur. Hastalar bu ameliyattan sonra günlük işlerini ve diğer çok ağır olmayan işlerini de yapmaya başlarlar. Böylece eski yaşamlarına dönebildikleri için yaşam kaliteleri de yükselmiş olur.

Ancak bazı durumlarda kalça protezi ameliyatı zamanında yapılmadığı ve ertelendiği için kalça ağrıları başlamadan önce yapılamayan hareketlerin ve aktivitelerin tümünü yapmayı sağlayamayabilir. Bu ameliyattan sonra uzun süre boyunca rahatlıkla hareket edebilir ve böylece hastalar eski hareket özgürlüğüne kavuşmuş olurlar. Ameliyatla takılan kalça protezi yıllarca kullanılabilir.

Genellikle ameliyat sonrasında koşu, antrenman vb. gibi yüksek performans gerektiren spor aktivitelerinin yapılmaması tavsiye edilir. Hastaların zaman içinde aktivitelerinden dolayı bu protez zamanla yıpranmaya başlayacaktır. Aşırıya kaçan aktivitelerde bulunmak, ya da aşırı kilolu olmanın beraberinde getirdiği sonuçlarla beraber protez daha hızlı bir şekilde yıpranmaya başlayıp yerinden oynamayıp ağrılar baş gösterecektir.

İyileşme sürelerinin başlangıcında hastaların merdiven inip çıkmamaya özen göstermesi gerekir. Merdiven çıkmaya zorunlu kaldıkları durumlarda da mutlaka bir yerden destek almaları gerekmektedir. Hastaların evde de olası kazalar veya risk faktörlerini önleyebilmeleri için ayaklarının altından kaygan olabileceğini düşündükleri şeyleri kaldırmaları gerekir.

Hastalar banyo veya duş alırken yine mutlaka bir yerden destek alarak bu işlemleri yapmaları gerekmektedir. Ameliyat sonrasında oturduklarında mutlaka oturdukları yere sırtını dayayarak dik bir şekilde oturmaları gerekmektedir. Kalça protezi ameliyatından sonra mümkünse hastaların yanında bir refakatçinin bulunması hasta için oldukça önemlidir.

Hastaların ameliyattan sonra bir süre ağrı duyması normaldir. Ancak doktorların önereceği şekilde bu ağrıyı kesmek için ağrı kesici uygulamaları yapılabilir. Ameliyat olduktan birkaç saat sonra hastalar ayakta durabilir veya yürüteç yardımıyla yürümeye başlayabilirler. Hastaların ameliyat sonrası yapacakları yürüyüş ve egzersizler iyileşme sürelerini hızlandıracaktır.

Kalça protezi ameliyatından sonra yapay kalça ekleminin doğal bir kalça gibi bükülmesi pek mümkün olmayacaktır. İlk zamanlarda gün içerisinde yapılacak bazı hareketler yeni eklemi fazla zorlayabilir. Dolayısıyla doktorun tavsiyeleriyle hareket etmek daha doğru olacaktır.

Hastalara ameliyat sonrasında bacak bacak üstüne atmak tavsiye edilmez. Otururken bacaklarını birleştirmek yerine ayrık tutmaları önerilir. Zor durumda kalmadıkça hastaların çok fazla eğilmemesi gerekir.

Kalça çıkığı ameliyatı olan hastaların ameliyatlarının başarı oranı hastanın genel durumuna, kemik kalitesi ve ameliyat öncesinde eklemin hareket sınırlarının ne kadar olduğuna bağlıdır. Bunun için ameliyatın zamanlamasını doğru bir şekilde yapmak, ameliyatı çok geciktirmemek hastanın daha iyi sonuçlar almasını sağlayacaktır.

Doğuştan kalça çıkığı ameliyatı olanlar artık rahat bir şekilde ameliyat edilip tedavi edilebilmektedir. Hastalar da bu tedaviden memnun bir şekilde hastaneden ayrılırlar.

Bebeklerde kalça çıkığı tedavi sonrasında kemiklerin kaynaşma durumu oldukça hızlı olduğundan dolayı iyileşme süreleri de kısadır. Alçı çıkarıldıktan sonra, birkaç hafta sonra bebeklerde ağrı ya da bacağın tam açılamaması gibi sorunlar da ortadan kalkar. Alçıdan sonra ameliyattan sonra düzenli ortopedist doktorları kontrollerinde fizik tedavi de gerekebilir.

Yetişkinlerde kalça çıkığı tedavisinde ise, kalça protezi takmak gerekir. Kalça protezi ameliyatı yapıldıktan sonra 6-8 boyunca ağrı ve hareket kısıtlılığı görülebilir. Hastaların ameliyat sonrasında yasaklı hareketleri yapmamaları için hekimlerinin hastalarını bilgilendirmeleri gerekir. Gerekli görüldüğü durumlarda fizik tedavisine başlanarak iyileşme süresinin hızlanmasını sağlar.

Ameliyat sonrası hastaya takılan protezlerin ortalama kullanım süreleri 15-25 yıl arasında değişebilmektedir. Hastaya takılan bu protezler uzun süre kullanıldıktan sonra protezlerde yıpranma, gevşeme ve dolayısıyla değiştirme gibi sorunlar meydana gelebilmektedir. Protez ameliyatı sonrasında düzenli muayenelerle hekimin de gözetimi altında gerektiğinde müdahale edilmesi gerekir.

Hastalar, yatarken, otururken veya ayakta dururken ayaklarını içe ya da dışa doğru bükmemeleri gerekir. Bir merdiven çıkarken önce sağlam bacakla inerken de ameliyatlı bacakla adım atmaya özen göstermeleri gerekir.

Hastalar iyileşme döneminde kalça ağrısı, bacak ağrısı, bacak şişmesi, ameliyat yerinde kızarma, yanma, sızlama yüksek ateş, göğüste ağrı ve solunum güçlüğü gibi durumlar yaşayabilirler bu durumlarda da mutlaka doktorlarıyla görüşmeleri gerekmektedir. Cinsel yaşamdan bir süre uzak durmaları gerekmektedir. Ameliyat sonrasında düzenli yürüyüşler ve kontrol muayenelerinin mutlaka yapılması gerekir.

[bt_highlight]Doğuştan Kalça Çıkığı Nedenleri[/bt_highlight]

Bebeklerde kalça çıkıklığının nedenleri genellikle doğumsal olarak bilinse de dışarıdan uygulanan etkilerin de payı büyüktür. Özellikle Türkiye’deki ailelerin yeni doğana kundak uygulaması kalça çıkığı problemine neden olmaktadır.

Ülkemizde her 100 doğumdan 1’inde görülen doğumsal kalça çıkığı, uyluk kemiğinin baş kısmının içinde bulunması gereken yuvadan ayrılması sonucu oluşur. Erken dönemde tedavi edilmezse, ayak kısalığı ve topallama gibi kalıcı sakatlıklara yol açabilir. Bunların yanı sıra kalça ve belde erken kireçlenme görülebilir. Bebeklerde gelişen kalça çıkığının nedeni tam olarak bilinmese de genetik, hormanal ve çevresel etkenlerin rol oynadığı düşünülür. Kalça çıkığı anne karnındayken gelişebileceği gibi, ebeveynlerin hatalı davranışları nedeniyle sonradan da oluşabilir.

Anne veya babada kalça çıkığı varsa çocuklarında da kalça çıkığı görülme oranı yüksektir. Aynı zamanda yakın akraba evliliklerinden doğan bebeklerde gelişimsel kalça çıkığı bulunma riski artmaktadır. Makadi yolla doğan, zor doğan ve ayaklarında doğuştan sakatlık bulunan bebeklerde, ikiz bebeklerde kalça çıkığı bulunma oranı yüksektir.

Doğuma bağlı olarak beynin oksijensiz kalması (beyin felci) veya sırt omurgasının oluşmasında yaşanan bazı aksaklıklar gibi nöroloik sebeplerin yanı sıra boyun eğriliği (tortikolis) ve ayak eğrilikleri de kalça çıkığı riskinin tetikleyen faktörler arasındadır.

Anne karnındaki bebeğin ters pozisyonuna bağlı olarak, ters doğumla dünyaya gelen bebeklerde de görülebilmektedir. Kalça çıkığına eğimli olan bir bebeğe doğduğu zaman yapılan kundaklama da, bebekte kalça çıkığı olmasına neden olabilir.

Anne hormonlarının çocuk kalça ekleminde gevşeklik yapması, genetik faktörler ve anne karnındaki kötü duruşlar, sezeryan doğum, kundak sargısı gibi nedenlerle doğuştan kalça çıkığı oluşur.

Kalça çıkığı, anne rahmindeki düşük amniyon sıvısı seviyeleri de bağlantılı olabilmektedir. İlk gebelikte rahim, henüz tam gevşemediği için bebeğe baskı uygulanarak kalça çıkığını tetikleyebilir. Bu sebeple ilk hamileliklerde kalça çıkığı görülme riski fazladır. Rahatsızlık, doğuştan gelen çeşitli sendrom ve hastalıkların bir parçası da olabilir.

Kalça çıkığında özellikle yeni doğan bebeklerde ve çıkık derecesi ağır olmayan küçük çocuklarda yürüyene kadar hiçbir belirti olmayabilir. Bu gibi durumlarda çıkık, çocuk doktorlarının normal muayeneleri sırasında fark edilebilir.

Bebeğinizin bacaklarında uzunluk farkı, ayaklarında şekilsel bozukluk, kalça ve bacağın üst kıvrım bölgelerinde sağ ve sol bacak arasındaki farklılık, bacaklardan birinin diğerine oranla daha az hareketliliği ve esnekliği varsa doktora başvurulması gerekir. Ayrıca yürüme başlangıcında sendeleyerek yürüme biçimi gibi belirtiler gözlemliyorsa en kısa sürede bebeği deneyimli bir ortopediste göstermeleri gerekir.

[bt_highlight]Bebeklerde diğer kalça çıkıklığına nedenleri şöyle sıralayabiliriz;[/bt_highlight]

Kundaklamak : Maalesef ülkemizde hala bazı yörelerde kundak uygulaması yaygın olarak yapılıyor. Bebeğimizi kundaklamaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü anne karnındayken bacakları kıvrık duran bebeğin bu pozisyonda bir süre daha kalmaması gerekir. Bu nedenle doğum sonrasında kalçaların ve bacakların düzeltilerek sıkıca kundağa sarılması kalçaları çıkığa eğilimli hale getirir. 1-2 günlük bir uygulama bile kalça çıkığına neden olabilir. Her yıl binlerce çocuğun kalça problemlerinin ortaya çıkmasında kundağın olumsuz rolü olduğu söyleniyor.

Dar kıyafetler giydirmek: Bebeklere bazen ekonomik nedenlerle, bazen yanlış alışkanlıklar yüzünden dar ve küçük giysiler giydirilmesi çok yanlış. Kalçaları ve bacakları sıkan, hareketlerini engelleyen pantolon, pijama, zıbın ve tulum gibi kıyafetler, ince bezler çıkık oluşmasına yol açabilir. Bunun için bebeğinize daima bacak harekelerini engellemeyecek olan rahat kıyafetler giydirmek gerekir.

Ayaklarından tutup kaldırmak: Tıpkı bir balık gibi bebekleri bacaklarından tutup kaldırmak zararlıdır. Bu hareketle bacaklar birbirine yaklaşır ve kalça çıkabilir. Dolayısıyla altının değiştirirken ayaklarından tutup kaldırmamak gerekir. Bunun yerine bacaklarını açarak altını temizleyin.

Bacaklarını birleştirmeye çalışmak: Bebek yatarken bacaklarını iki yana açabilir. Bu durumda bacaklarını birleştirmeye çalışmayın. Çünkü bacaklar birleşince henüz oluşumunu tamamlamamış olan kalça eklemindeki yuvadan kalça topuzu (femur başı) çıkabilir.

Yanlış bezlemek: Çok ince bez koymak ve iki bacağı bir arada tutan bağlar koymak kalçayı yuvadan çıkarır. Bu nedenle kalçaları 45 derece kadar açık tutacak şekilde kalın bez kullanmak gerekir.

Kucakta hatalı taşımak: Bebeğinizi kucağınızda ayaklarını birleştirerek tutmamak gerekir. Ayaklarını açan özel taşıma aleti ile ya da ata biner gibi bacaklarını açarak yan kalçanız üzerinden tutarak taşıyın.

Yürüteç: Kemikleri henüz gelişmeden yürütece konursa, bacakları eğrilir. Bu yüzden 11. Aydan önce yürüteç kullanmamak gerekir.

doğuştan kalça çıkığı, doğuştan kalça çıkığı tedavisi, doğuştan kalça çıkığı nedir, doğuştan kalça çıkığı ameliyatı, doğuştan kalça çıkığı belirtileri konulu yazımızın sonuna geldik. Aşağıda doğuştan kalça çıkığı ile ilgili kaynakçamızı bulabilirsiniz.

[bt_highlight]Kaynakça[/bt_highlight]

https://www.medicana.com.tr/saglik-rehberi-detay/3617/dogustan-kalca-cikigi

https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/cocuk_ergen_db/dokumanlar/yayinlar/Kitaplar/GKD_Rehberi.pdf

https://www.journalagent.com/vtd/pdfs/VTD-38039-REVIEW-GUNER.pdf

http://dergi.totbid.org.tr/totbid/dergi/pdf2014_5_6.pdf

http://dergi.totbid.org.tr/totbid/dergi/pdf2014_5_7.pdf

https://www.aott.org.tr/Content/files/sayilar/559/559-5573.pdf

https://www.medicalpark.com.tr/bebeklerde-kalca-cikigi/hg-1977

http://www.jcam.com.tr/files/KATD-3543.pdf

http://turkishfamilyphysician.com/wp-content/uploads/2016/08/C3-S4-gelisimsel-kalca-displazisine-yaklasim.pdf

http://www.haber7.com/saglik/haber/2808584-kalca-cikigi-nedir-belirtileri-nelerdir-kalca-cikigi-tedavi-yontemleri/?detay=2

https://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fu%C5%9Ftan_kal%C3%A7a_%C3%A7%C4%B1k%C4%B1%C4%9F%C4%B1

https://www.haldunseyhan.com/dogumsal-kalca-cikigi

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/gelisimsel-kalca-displazisi-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-1szcu/

https://ayas.baskenthastaneleri.com/tr/saglik-rehberi/cocuklarda-kalca-cikikligi

https://www.acibademhayat.com/bebeklerde-kalca-cikigina-neden-olan-7-hata

http://dergi.totbid.org.tr/totbid/dergi/pdf2014_5_5.pdf

https://hthayat.haberturk.com/anne-baba/cocuk-sagligi/haber/655588-bebeklerde-kalca-cikigi-nedir-bebeklerde-kalca-cikigi-tedavisi-nasildir

https://www.cankayaortopedi.com/hastalar-i%C3%A7in/do%C4%9Fu%C5%9Ftan-kal%C3%A7a-%C3%A7%C4%B1k%C4%B1%C4%9F%C4%B1nda-erken-tan%C4%B1

https://www.milliyet.com.tr/pembenar/kalca-cikigi-neden-olur-2159745

https://www.sabah.com.tr/saglik/2016/01/20/dogumsal-kalca-cikigi-neden-olur

https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/bebeklerdeki-kalca-cikiginin-4-nedeni/

https://kalcacikigi.net/kalca-cikigi-iyilesme-sureci/

https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberleri/kalca-protezi/

Doğuştan Kalça Çıkığı” te bir düşünce

  1. Canan diyor ki:

    İyi akşamlar Zekai bey.
    Şu an 37 yaşındayım .dogusdanher iki kalçam içinde 3’er kez ameliyat oldum 18-40 ay arasında gerçekleşti bu operasyonlar.
    İki sezaryanla doğum gerçekleştirdim 5 yıl arayla ve gebelik sürecinde normal kilolar aldım.su an 60 kg mim.
    Fakat son iki yıldır çocuklarin bakımları için günlük ayakta 15 saat sürekli kosusturuyorum.cok yoğun ayakda kaldığım dönemlerde sol kafamda ayağımın aksamasına sebep olacak agilrilar oluşuyor.bu ağrılar kimi zaman dinlendigim zaman geciuor kimi zaman 2-3 gün sürüyor ve ağrı kesici icdigimde de hafifliyor.
    Size sorum şu.
    İleriki yillarda bu tarz şikayeti olan kişilerde yaşlılığa bağlı büyük sağlık problemleri olusurmu

    • Prof.Dr. Zekai Pekkafalı diyor ki:

      Merhaba. Kalça ekleminde kireçlenme ve dejenerasyon gelişmeye başlamıştır. İleriki yıllarda bu artarak problem büyüyebilir, bu yüzden dikkatli olmalısınız, aksi takdirde kalça protez ameliyatı gündeme gelecektir. Sağlıcakla.

  2. cemal çeçen diyor ki:

    mrb. Doktor bey. benim kızım prematüre doğdu çok şükür toparladı ama sağa yada sola döndüğünde takırtı ses geliyor bunun kalça çikığıyla bir ilgisi warmı şimdiden cewabiniz için teşekkürler… Allah yardımcınız olsun…

  3. Mine diyor ki:

    Merhaba,doğuştan kalça çikikligim var.12 aylık iken fark edilmiş. 2 kez 3 aylık süre ile alçıya alınmişim. 3 ay kum torbali alçı.sonrasinda 3 ay bacak alçisi sonrasında yanlardan çivili bot kullanmışım.1967 doğumluyum.hafiften bacak ve kasik ağrılarım başladı.hergun 1 saat yürüyordum. 30 dk.ya düşürdüm.plates yapıyordum.biraktim.kalça protez ameliyati için uygun yaş kaçtir? Yürüyüş ve plates zararlı midir? Cok tesekkur ederim.

Yorumlar kapalıdır.

Call Now Button